“Bizi Birleştiren Hikayeler” sloganıyla yola çıkan dijital platform, aksiyondan romantik komediye, polisiyeden gençlik dizilerine kadar her yaşa ve her beğeniye yönelik içeriği izleyicilere sunuyor.
TRT Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, artık hem kurumsal hem de bireysel yayıncıların her gün yüz binlerce içeriği kitlelere sunduklarını söyledi.
Sobacı, bu içeriklerin büyük çoğunluğunun anlık tüketime göre hazırlandığını belirterek, “Küresel izleyici kitlesini yakalamaya yönelik içerik mücadelesine şahitlik ettiğimiz bu dönemde; insanları anlamlı, aile ve değer odaklı yapımlara çekmek büyük önem taşıyor. Bu bağlamda, en büyük görev kamu yayıncılarına düşüyor. Günümüzde, kamu yayıncıları bir yandan kültürel, manevi, ahlaki değerlere sahip çıkmak öte yandan yenilikçi olmak zorunda.” dedi.
Bu içerik mücadelesinin, teknolojik gelişmelerle beraber dijital dünyada devam ettiğine işaret eden Sobacı, “Sınırsız bir özgürlük alanı gibi görülen bu dünya, kamu yayıncılarının özellikle eğilmesi ve güçlü bir şekilde var olması gereken bir saha. Çünkü dijital dünya ahlaki sınırları tanımayan, anlamı daraltan, derinlikli düşünmeyi zayıflatan formatlara ev sahipliği yapmaya çok elverişli.” diye konuştu.
– “TABİİ ARACILIĞIYLA KENDI HIKAYELERİMİZLE ANLATMAYI VE BU YOLLA ÜLKEMİZİN TANITIMINA KATKI YAPMAYI ÖNEMSEDİK”
Sobacı, TRT olarak bu farkındalıkla bir platform kurma amacıyla yola çıkmadan önce detaylı piyasa araştırmaları yaptıklarını aktararak, şöyle devam etti:
“Rakiplerimizin yönelimlerine ve izleyicilerin bunları ne kadar benimsediğine baktık. Araştırmalarımız neticesinde sistemin en güçlü temsilcileri olarak öne çıkan Amerika menşeli iki platformun Türkiye’deki abone sayısının o dönem 6 milyonu aştığını, buna karşın ülkemize özel ürettikleri içeriklerin sayısının oldukça sınırlı olduğunu gördük. Bu sınırlı sayıdaki yapımlar ise milli ve manevi hassasiyetlerimizle ve insani bakışla örtüşmeyen yapımlardı. Türkiye’nin milli ve manevi değerleriyle ve toplumsal dokusuyla bağdaşmayan pek çok içerik bu platformlarda öne çıkıyor ve değerlerimizi erozyona uğratıyordu. Böyle bir ortamda Türkiye’nin kamu yayıncısı TRT olarak, izleyicilerimize temiz, aile odaklı ve kaliteli içeriği dijital dünyada da ulaştırmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Ülkemizin kendine özgü uluslararası bir içerik platformuna sahip olmasının yadsınamaz bir gereklilik olduğuna kanaat getirdik.”
Tüm yayın ve yapımları hazırlarken insanların anlam dünyalarını zenginleştirmek amacıyla hizmet ettiklerinin altını çizen Mehmet Zahid Sobacı, “Bunu da her yaş grubuna ve ilgiye uygun temiz içerik üretimine odaklanarak gerçekleştiriyoruz. Bu anlamda, tabii’yi oluştururken insanlara güvenli dijital evleri gibi hissettikleri bir ortam sunmak gayesiyle yola çıktığımızı söyleyebilirim. Ayrıca tabii aracılığıyla Türkiye’nin milli, manevi ve kültürel değerlerini doğrudan kendi hikayelerimizle anlatmayı ve bu yolla ülkemizin tanıtımına katkı yapmayı önemsedik.” ifadelerini kullandı.
– “TABİİ SADECE BİR TRT PROJESI DEĞIL, TÜRKİYE CUMHURIYETİ’NİN BİR PROJESİDİR”
Sobacı, kurum olarak dijital platform sektörüne iddialı bir giriş yapmayı görev olarak kabul ettiklerini ve bu anlamda tabii’yi hayata geçirdiklerini vurgulayarak, “tabii sadece bir TRT projesi değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir projesidir. tabii’nin çok önemli bir diğer özelliği ise tüm yazılımın ve teknik alt yapısının yerli ve milli olmasıdır.” dedi.
Dijital platformların çoğunlukla Batı kaynaklı olduğunu ve bu platformların da izleyicilere kaçınılmaz bir dayatma sunduğunu belirten Sobacı, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu platformlarda var olmak istiyorsanız, çoğunlukla onların hassasiyet gösterdiği hususlara değinmek zorundasınız. İçeriklerinizi onların beklentileri doğrultusunda şekillendirmek mecburiyetindesiniz. Yani örtülü veya açık biçimde, bilinçli ve sistematik olarak bir değerler setinin dünyaya dayatılması durumuyla karşı karşıyayız. Özgürlük adı altında, belirli kavramların ve değerlerin yüceltilmesi durumu olarak da ifade edebiliriz bunu. Ve maalesef bu durum, uçların ve ismini zikretmek istemediğim sapkınlıkların normalleştirilmesini de kapsıyor. Hal böyleyken, özgün, temiz, aile odaklı, kültürel zenginliği gözeten içeriklerin önemi ortaya çıkıyor. Bu bağlamda, tabii ile biz, mevcut dayatmacı düzene itiraz ediyor ve şerh düşüyoruz. Bunu da bu dayatmalara karşı alternatifsiz kalan, farkında olmadan kültürel yıkıma maruz bırakılan izleyicilere, özgün ve temiz içerikler sunarak yapıyoruz. Yıllardır tek kaynaktan beslenen yapım dünyasında, hiç hesaba katılmayan 5 milyar insana, hikayelerini anlatacağı bir platform sunuyoruz. Dolayısıyla, daha adil bir dünya için mücadele eden Türkiye’nin kamu yayıncısı olarak, tabii ile dijital alanda da daha adil bir dünya mümkün diyoruz.”
– “YAPIMLAR KONUSUNDA ÇOK HASSAS DAVRANIYORUZ”
Sobacı, platformun bir yıllık sürecine ilişkin de “Üye sayımızın 4 milyonu geçtiğini ve yıllardır sektörü elinde tutan dev markalar ile yarışır hale geldiğimizi düşünürsek, tabii’nin bir yıl gibi kısa sürede oldukça önemli bir başarı elde ettiğini söyleyebilirim. Elbette bu başarıda, Türkiye’de uluslararası markalara rakip olacak yapıyı kurabilecek güç ve donanıma sahip tek kurum olan TRT markasının payı büyük. Zira TRT son yıllarda dizi film ve sinema denince tartışmasız olarak ilk akla gelen isim. Bu alana yaptığımız yatırımlar sayesinde Türkiye’de dizi film sektörünün standardını yükselttiğimizi gönül rahatlığıyla ifade edebilirim. Artık tüm bu içeriklerimizi tabii çatısı altında topluyoruz.” şeklinde konuştu.
tabii’de 30’un üzerinde orijinal yapım ve 20 bin saati aşkın içerik bulunduğu bilgisini veren Zahid Sobacı, “Şu anda bu içeriklerimizi abonelerimize Türkçe, İngilizce, İspanyolca, Arapça ve Urduca olmak üzere 5 dilde sunuyoruz. Bunun yanı sıra pek çok ödüllü yabancı içeriği de tabii aboneleriyle buluşturuyoruz. Hem teknik hem de içerik olarak yüksek kriterlerde yapımları tercih ettiğimiz için orijinal içeriklerimiz dışındaki yapımlar konusunda çok hassas davranıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Sobacı, tabii’nin yolculuğunda yeni projelere de değinerek, şunları kaydetti:
– “ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE İÇERİKLERİMİZİN ZENGINLİĞİNİ ARTTIRACAĞIZ”
TRT’nin yoğun çabaları sayesinde yıllar içerisinde oluşmuş bir tür üretim ekosistemin bulunduğunu vurgulayan Sobacı, “TRT’nin bir kamu yayıncısı olarak yola koyulduğu günden beri, hep en iyisini ararken kurduğu bir ekosistem bu. Son yıllarda yoğun bir şekilde ortak yapımlarla hem Türk hem de dünya sinemasının gelişimine katkı veren destekler; yeni yönetmen ve yapımcıların yetişmesi için hem amatör hem profesyonel yetenek hazinemize yönelik düzenlediğimiz etkinlikler; kısa film ve belgesel alanında gerçekleşen uluslararası düzeyde festivaller ve ‘TRT dizisi’ kavramını sektöre kazandıran kaliteli diziler bu ekosistemin oluşmasını sağlayan başlıca unsurlar. Biz büyüdükçe, bu ekosistem de büyüyor ve gelişiyor. Ekosistem geliştikçe bizim seçeneklerimiz de artıyor ve bu seçenekler insanımıza değer olarak geri dönüyor. tabii, yıllar içinde kurduğumuz bu ekosistemin karşılığını çok kısa sürede aldığımız bir platform oldu. Bir yıl gibi kısa bir sürede, 30’dan fazla orijinal yapım üretmek başka bir şekilde açıklanamaz. Üstelik bu yapımların senaryodan yönetmenliğe, oyunculuktan kurguya kadar her aşamasında çok kıymetli işler çıkartıldığını görebilirsiniz.” dedi.
Sobacı, tabii’nin gelecek hedeflerine ilişkin de şu bilgileri verdi:
Bir ülkenin gücünün yalnızca siyasi ve ekonomik alanlara odaklanarak anlaşılamayacağına işaret eden Sobacı, “Güçlü devlet olabilmenin ön şartlarından biri, yapım ve yayın alanında da güçlü olmaktır. 21. yüzyıl Türkiye’nin yüzyılıdır ve TRT olarak bizler de ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonunun yayıncılık alanındaki temsilcisiyiz. Bu bilinç ve ülkemizin daha adil bir dünya için verdiği şahsiyetli mücadeleden aldığımız ilhamla, dünyaya yapılan tek yönlü içerik akışının hakimiyetine son vermek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini sözlerine ekledi.
GÜNDEM
13 Eylül 2024SPOR
13 Eylül 2024GÜNDEM
13 Eylül 2024SPOR
13 Eylül 2024SPOR
13 Eylül 2024GÜNDEM
13 Eylül 2024GÜNDEM
13 Eylül 2024