Kuzeydeki Magdalena yönetim bölgesine bağlı Santa Marta, Sierra Nevada Sıradağları ile Karayip Denizi arasında yer alıyor.
Ülkenin en turistik şehirlerinden Santa Marta, tarihi, görkemli manzaraları, kültürü, masmavi plajlarının yanı sıra etkileyici gün batımıyla dünyanın her yerinden ziyaretçi çekiyor.
İspanyol kaşif Rodrigo Galvan de Bastidas tarafından 29 Temmuz 1525’te kurulan Santa Marta, ülkenin en önemli liman kentlerinden sayılıyor.
Bastidas’ın, İspanya’nın Sevilla kentinde adına kutlama yapılan Azize Marta’nın ismini, Kolombiya’da keşfettiği bu şehre verdiği biliniyor.
Santa Marta’yı ele geçirdiği altınlarla kolonileştirmek ve sıfırdan inşa etmek isteyen Bastidas, bir grup sömürgeci askerin bıçaklı saldırısına uğramasının ardından tedavi için gittiği Küba’da hayatını kaybetti.
Zengin altın rezervleri nedeniyle İngiliz, Hollandalı ve Fransız korsanlarca, 16. yüzyılda 20’den fazla saldırıya uğrayan Santa Marta, ciddi şekilde talan edildi.
Santa Marta, 1834’teki şiddetli depremin ardından onlarca yıl sürecek yıkımla karşı karşıya kaldı.
Kolombiya’nın efsanevi futbolcularından “El Pibe” lakaplı Carlos Alberto Valderrama Palacio ve bir dönem Galatasaray’da da top koşturan Radamel Falcao, Santa Marta’da dünyaya geldi.
– TAYRONA ULUSAL TABIAT PARKI
Kolombiya’nın en önemli ekolojik rezerv alanı kabul edilen Tayrona Ulusal Tabiat Parkı, kamp alanları, arkeolojik buluntular ve tropikal ormanlarıyla kentin en çok ziyaret edilen mekanlarından.
Tayrona Ulusal Tabiat Parkı’nı gezen ziyaretçiler, Kristof Kolomb öncesi tarihi, yerlilerin kuyumculukta nasıl usta olduklarını ve şehrin inşa edilme sürecindeki mühendisliğine de tanık oluyor.
Santa Marta’ya gelen yerli ve yabancı turistlerin gezdiği başlıca mekanların arasında 6 Latin Amerika ülkesinin bağımsızlık önderi ve bölgede halen “Kurtarıcı” (Libertador) diye anılan Simon Bolivar’ın yaşamını yitirdiği çiftlik Quinta de San Pedro Alejandrino, Parque de los Novios (Sevgililer Parkı), Centro Historico (Tarihi Meydan), Plaza Parque Simon Bolivar (Simon Bolivar Parkı) ve Monumento Tayrona (Tayrona Anıtı) yer alıyor.
– SIERRA NEVADA
Santa Marta kent merkezine 30 kilometre mesafede yer alan dünyanın en yüksek kıyı dağı Sierra Nevada’nın eteklerine çıkan doğaseverler, çadır kamplarda kalıyor.
Şehrin kültürel ve doğal mirasının korunması için çeşitli politikalar yürüten yetkililer, plaj temizliği, mercan resiflerinin korunması ve tropikal alanların muhafazası için çeşitli yatırımlar gerçekleştiriyor.
Renkli duvarları ve değişik desenli kolonyal evleriyle fotoğrafçıların ilgisini çeken şehir, özellikle aralık, ocak ve temmuz aylarında en hareketli zamanlarını yaşıyor.
Santa Marta Turizm Bürosu yetkilisi Hernan Penaranda, AA muhabirine, Santa Marta’nın her yıl bir milyonun üzerinde ziyaretçisinin olduğunu belirtti.
Penaranda, yapılacak yatırımlar sayesinde kentin “ciddi sıçrama” yaşayacağına inandığını söyledi.
– SÖMÜRGECİLER İLE YERLİLER ARASINDAKI SAVAŞ
Kolombiya Merkez Bankası arşivlerine göre, İspanyolların bölgeye gelmesinden sonra sömürgecilerle Tayrona yerlileri arasında yaklaşık yüzyıl süren ve sonunda sömürgecilerin kazandığı savaş yaşandı.
Uzun süren savaşlara son vermek isteyen dönemin Valisi Juan Guiral Velon, modern şekilde donattığı orduyla yerli köyleri Jeriboca, Bonda, Masinga, Durama, Origua, Dibokaca, Doana, Masaca ve Chengue’ye baskınlar yaparak Tayronaları yenilgiye uğrattı.
Savaşın sonunda aralarında liderlerin de olduğu 70 yerli idam edildi.
İspanyol İmparatorluğu’na karşı geldikleri gerekçesiyle valinin emriyle yerlilerin evlerine ve topraklarına el konuldu.
– İSPANYOLLAR, YENİ KOLONYAL ŞEHİRLER KURDU
Hayatta kalan yerliler ise vergi ödemek koşuluyla şehirden uzak düzlüklerde yaşamak zorunda bırakıldı.
Sömürgecilerin baskınları ve çetelerin neden olduğu huzursuzluk nedeniyle kenti terk etmek zorunda kalan binlerce kişi, komşu şehirler Cartagena, Mompox ve Ocana gibi güvenli alanlara sığındı.
Tayronaların yenilmesinin ardından harekete geçen İspanyollar, bugünkü Santa Marta şehrinin yanı sıra Cienaga, Riohacha ve Valledupar’da kolonilerini kurdu.
Komşu kentleri de kolonileştiren İspanyollar, zaman içinde topladıkları altın ve diğer değerli madenleri gemilerle İspanya’ya taşıdı.
Kentin sömürgecilerden kurtarılması amacıyla 1820’de İspanyollarla yapılan “Cienaga Grande (Büyük Bataklık) Savaşı”nı özgürlük ordusu kazandı.
GÜNDEM
08 Ekim 2024SPOR
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024SPOR
08 Ekim 2024SPOR
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024